Namaz Kılmak Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?

Namaz kılmak, Yüce Rabbimizin biz aciz kullarına yüklediği bir kulluk görevi ve aynı zamanda muhteşem bir ikramı ve benzersiz bir nimetidir!

Her nimeti olduğu gibi, namazı da bizlere en güzel şekilde öğreten ve eda eden de biricik Rehberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizdir.

Bu yazıyı, namazın hayatımıza olan etkisini tarif edebilmek ve yaşattığı duyguları acizane ifade edebilmek için yazıyorum.

Namazı, muhteşem bir organizatör ve ilahi bir kalibrasyon aracı olarak görüyorum!

Namaz, nasıl muhteşem bir organizatör olur?

Çünkü, akıl baliğ olduğumuz andan itibaren, ölene kadar olan bütün ömrümüzü, yedi gün 24 saat, mevsim geçişlerini ve bayramlar gibi özel vakitleri de kapsayarak organize eden, zamanı dilimleyen ve hayat tarzımızı belirleyen, yegane ve en muhteşem organizatör olduğunu yaşayarak biliyoruz!

Yazın ve kışın değişen günlerin şartlarına göre esneyen, Hac ve Ramazan gibi özel zamanlara ayrı etkinlikler içeren, şimşek çakmasından güneş tutulmasına kadar, her önemli olaya karşılık verebilen, kulların her vesilede Yaratıcıları olan Yüce Allah’a aracısız ulaşabilmelerini sağlayan, mükemmel bir iletişim kanalıdır namaz!

Bir Mü’min için, aklı başında olduğu sürece, hiç bir vakit yoktur ki namazdan uzak ve ayrı kalabilsin. Veyahut Rabbiyle olan randevusuna yetişemesin. Savaş halinde cephede ve hasta yatağında hareketsiz yatarken dahi namaz kılmak, Rabbiyle buluşabilmek, her Mü’mine verilmiş bir Cennet ikramı, İlahi bir Rahmet ve Şifa kaynağıdır.

Namaz, neden İlahi bir kalibrasyon aracıdır?

Dünyada ne ile meşgul olursanız olun, namaz vaktinin girmesiyle yaptığınız işlerin (hayat kurtarmak gibi görevler müstesna) namazı kılmaya mani olamayacağı ve namazdan mühim sayılamayacağı hatırlatılmış olur! Her namaz vaktinin süresi de, işlerin bir an önce halledilip namaza koşulması için verilmiş, birer fırsat kolaylığıdır. Böylece hiç kimse çok istisna haller dışında, namazdan ayrı kalmak için mazeret beyan edemez.

İster devleti yönetiyor olun, ister bilgisayarda oyun oynayın, ya da çoluk çocuğunuzla eğleniyor olun, hiç fark etmez. Verilen süre içinde abdest alarak Rabbinize dönmek ve ona olan kulluk muhabbetinizi tazelemek zorundasınız. Bu tazelenme hem bir sorumluluk hem de bir ihtiyaçtır. Namaz kılmak,  maddi ve manevi bedenimizi, ruhumuzla beraber gönlümüzü, aklımızla beraber vücudumuzu adeta başlangıç ayarlarına getirir. Kim olduğumuzu, dünyaya neden geldiğimizi, asıl hedefimizin ne olması gerektiğini yeniden hatırlatır ve adeta tatlı bir manevi formatla şekle girmemizi sağlar. Önünde baş eğilecek, diz çökülerek  yalvarılacak yegane güç kaynağının, Yüce Allah olması gerektiğini, fiilen yaşatarak tekrar tekrar bizlere öğretir namaz!

Okullarda akıllı tahta için kullanılan bilgisayarların bir özelliği vardır. Ders boyunca ne yazılırsa veya yüklenirse yüklenilsin, ders sonunda kapatıldığında her şey silinir. Tekrar açıldığında ise sadece olması gereken temel ayarlar ve programlar yüklü ve hazır şekilde gelir. Hakkıyla kılınan her bir namazın da bizi böylesine temizlemesi, asıl kulluk ayarlarımıza geri getirmesi, bozulan manevi ayarlarımızı kalibre etmesi ve şeytanla birlikte nefsimizden kaynaklanan kötü duygulardan ve zararlı fikirlerden arındırması lazımdır. Eğer böyle hissetmiyorsak, sorun namazda değil, bizdendir. Namazın hakkını vermek ve namaza kendimizi teslim etmek gerekir.

Yüce Allah, en başta Müslümanım diyen kullarını namaz nimetinden mahrum eylemesin. Namazın şifalı ikliminden bütün insanların yararlanabileceği fırsatlar ihsan eylesin!

Bizi bize bırakma, bizi namazdan uzak koyma Ey Güzel Allah’ımız!

Amin…

 

 

Görselin kaynağı: https://www.freepik.com